14 Ekim 2007 Pazar

AFYONKARAHİSAR TARİHİ

Afyon’un ilk sahipleri Hititlerdir. Pekçok höyüklerde Hititlere ait tarihi zenginlikler ortaya çıkarılmıştır. Afyon kalesini yapan Hitit imparatoru “Mürsil”dir. Hititlerden sonra Sakarya boylarında hüküm süren Frikler (Frikyalılar) Afyon’a sahib oldular. Frikyalılar bu şehre “Sineda” ismini vermişlerdir. Afyon müzesi, Hitit ve Frikyalılara ait eserler bakımından en zengin olanıdır. Frikyalılardan sonra Lidlar (Lidyalılar) bu bölgeye sahib oldular. M. Ö. altıncı asırda Perslerin eline geçti. M.S. 4. asırda Makedonya Kralı Büyük İskender’in istilasına uğradı. Bunun ölümünden sonra Selevkosların, sonra da Bergama Krallığının eline geçti. M.S. 2. asırda Bergama Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna katıldı. Roma İmparatorluğu M.S. 395 senesinde ikiye ayrılınca burası Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun elinde kaldı. Müslüman Araplar ve İranlı Sasaniler Afyon’a kadar geldiler. Müslümanların meşhur kahramanlarından Battal Gazi’nin Afyon’da Bizanslılarla savaşırken 739 senesinde şehid olduğu rivayet edilmektedir.
Bizanslılar, Afyon’a "yüksek kale” manasına gelen Akronium (Akroenos) ismini verdiler 1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu Fatihi ve Anadolu’daki Türk devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah bütün Anadolu gibi Afyon’u da feth etti. 1146’da Birinci Kılıçarslan, Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u Bolvadin civarında yendi. Birinci Haçlı Seferinde haçlı orduları Afyon’u geri aldılar. Afyon şehri civarında Türklerle Bizanslılar arasında büyük ve kanlı savaşlar oldu. Selçuklular, Afyon’u Bizanslılardan yeniden aldılar. Selçuklu sultanı Alaeddin, Afyon şehrini imar ettirdi. Devlet hazinesi burada saklandı. Bu sebepten Selçuklu devrinde, Afyon’un bir ismi de “Hisar-ı Devlet”, Devlet hazinesinin saklandığı hisar olmuştur. Moğolların Anadolu genel valisi Timurtaş, taht şehri Konya'yı işgalden sonra Afyon’u kuşatmış, fakat Selçuklu veziri Sahib Ata şehri teslim etmemiştir. On üçüncü asrın ikinci yarısında Sahib Ata Fahreddin Ali Bey, oğul ve torunları da asrın sonuna kadar Afyon valiliği yaptılar. Şehir sonra Germiyan Beyliğine geçti. 1390 senesinde Sultan Yıldırım Bayezid Han, Afyon’u Osmanlı Devletine kattı. 1402’de Timur Han burasını yeniden Germiyan Beyliğine verdi. Germiyanoğlu Yakub Beyin ölümü ve vasiyeti üzerine Afyon, Osmanlı toprağı oldu. 1451’de Kütahya’da bulunan Anadolu Beylerbeyliği’ne (eyaletine) bağlanarak, Karahisar-ı Sahib Sancağı ismini almıştır. 1685’te Hüdavendigar (Bursa) vilayetine bağlı sancak, Tanzimattan sonra Kütahya’ya bağlı bir ilçe olmuştur. 1914’te bağımsız sancak olan Afyon, Cumhuriyet devrinde Afyonkarahisar ismiyle il olmuştur.
Osmanlı devrinde yolların birleştiği ve ikmallerin yapıldığı bir üs olarak kullanılmıştır. On yedinci asırda Celali isyanları, on dokuzuncu asırda Anadolu’nun an’anevi sanayiinin yıkılışı ile Afyon geriledi. 1833’te Kavalalı Mehmed Ali Paşanın birkaç ay işgalinde kaldı. 28 Mart 1921’de şehri Yunanlılar işgal etti. Sonra 7 Nisan 1921’de geri çekilip 13 Temmuz 1921’de yeniden aldılar. Türk İstiklal Harbinin dönüm noktası olan Başkomutanlık Meydan Savaşı, Afyon’da cerayan etti. 27 Ağustos 1922’de, Afyon yeniden hakiki sahipleri olan Türklerin eline geçti... Yunanlılar 1 sene 25 gün süren işgallerinde Afyon’u aşırı derecede tahrib ettiler. 27 Ağustos’ta Afyon’un kurtuluş törenleri, 30 Ağustos Zafer Bayramında ise Dumlupınar’da törenler yapılır. Anadolu'nun üstünlüğünü ele geçirmek ya da korumak için yapılan büyük savaşlardan olan İpsos (M.Ö.301), Miryakefalon (1176) ve Büyük Taarruz (1922) savaşları Afyon topraklarında cereyan etmiştir.

AFYONKARAHİSAR'DAN BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN

*Afyon Kaplıcalarının şifalı sularına girmeden
*Gazlıgölden Meşhur Afyon Maden Suyundan içmeden
*Sandıklı Hüdai Kaplıcalarında Çamur Banyosuna girmeden
*İhsaniye/Ayazin(Metropolis) bölgesi, Sandıklı Akdağ –Tokalı Kanyonu, İscehisar’daki Peri Bacalarını, Afyon Arkeoloji Müzesini, Ulu Camii, İmaret Camii, Afyon Kalesini görmeden
*Kaymaklı Ekmek Kadayıfı tatlısını,Afyon’un yöresel yemeklerini,ağzıaçık böreğini,patateslive mercimekli bükmesini yemeden
*Meşhur Afyon’un kaymaklı şekerinden ve lokumundan almadan
....dönmeyin

AFYONKARAHİSAR’IN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ

Düğün ve Diğer Gelenekler : Afyonkarahisar’da evlenme törenleri sırasıyla şöyle oluşmaktadır. Dünür gezme(görücülük), söz kesilip kahve içme, nişan(yavuklu olma), şerbetinin içilmesi, karşılıklı sini( tepsiyle baş üstünde nişan hediyesi olan şeker, çerez, iç çamaşırı, mendil, çorap v.b. hafif eşya) gönderilmesi, sini ardı(nişan tepsilerinin karşılıklı gönderilmesinden sonra kız evince yapılan yemek ziyafeti), kandillikler(kandil günlerinde gönderilen kına ve kandil helvası, buna karşılık kız evinden oğlan evine bir tepsi ağzıaçık, bir çeşit börek veya lokma) gönderilmesi, Hıdrellez daveti(nişanlık zamanı hıdrelleze rastlarsa oğlan tarafından “Hıdrellezlik” gönderilir. Kuzu kesilen yemekli kır daveti yapılır. Bayramlık(kız evinden oğlan evine, oğlan evinden kız evine karşılıklı çamaşır), kurban bayramında ise süslenmiş koç(oğlan evinden kız evine) gönderilir.Nişandan düğün haftasına kadar bu töre ve gelenekler eksiksiz ailelerin maddi durumuna göre yapılır.Düğün haftasından önce iki aile, düğün, nikan ve esvap kesme gününü tesbit eder, hazırlıklara başlar. Gelini oğlan evi tarafı tanınmış bir mağazaya davet eder. Mağazada gelin için alınacak giysi ve gelinlik v.b. eşyaya bakılır. Buna “Esvap Kesme” adı verilir.Esvap kesmeyle beraber, her iki taraf düğün için yakınları (eş,dost ve akraba) davet etmek üzere “Okuyucu” adı verilen birer davetçi tutarlar ve davetiye kartı gönderirler. Bu kadın okuyucular düğün sahibinin yakınlarını ev ev dolaşarak düğüne davet ederler. Böylece düğün başlamış olur.Düğün 3 gün devam eder. Çarşamba günü devam eden düğünde oğlan evinde yemek davetleri öğleden itibaren başlar.Akşam yemeğine daha çok gençler(damadın arkadaşları) davet edilir. Aynı gün öğleden sonra “Saç kesme”yapılır. Oğlan evinden kaynananın başkanlığında kalabalık bir kadın grubu kız evine gider. Kız evinden en az iki tefçi kadın oğlan evinden gelen kadın grubunu ayakta def çalarak ve türkü söyleyerek düğün evinin merdiveni başında veya taşlığında karşılar. Misafirler kız evinden çağrılmış olup, davetlilerle birlikte toplanır. Çengiler durmadan türkü söylemeye devam eder. Gelin kız, kaynananın bulunduğu yere gelir. Kaynananın ve misafirlerin ellerini öptükten sonra kaynananın önüne diz çöker. Önce kaynana, görümce, teyze,yenge(amca, dayı hanımları) birer ikişer saç telini kesmek suretiyle “Saç Kesme” töreni yerine getirilir. Bu törende kaynana geline ziynet olarak ne takacaksa (altın, inci, gerdanlık, küpe, bilezik v.b.) sırasıyla takar. Tören bittikten sonra gelişlerinde olduğu gibi giderlerken de çengiler ayakta çalaraktan uğurlarlar. Saç kesme töreninin akşamı kına gecesi yapılır.
Oğlan Evinde Kına Gecesi: Oğlan evinde bir miktar kına ile gerekli mumlar hazırlanarak kız evine gönderilir. Bu gecede damadın arkadaşları çoğunluktadır. Kına gecesinde sağdıcın görevi çoktur. Misafirleri sağdıç karşılar, ağırlar. Kız evinden bir grup oğlan evine hayırlı olsun diye gelir. Bir odada içkili sofra ve saz heyeti kurulur. Vakit yatsıyı geçince kına yakma törenine başlanır. Bir tas içinde karılmış kına önce damadın, sonra sağdıcın sağ elinin üç parmağına(yarım el) yakılır. Kına yakılmaya başlarken saz heyeti ve düğünde bulunan gençler Kına Türküsü söylerler. Kına yakıldıktan sonra damat ile sağdıç babanın ve aile büyüklerinin ellerini öperler.
Kız Evinde Kına Gecesi: Saç kesme töreni gecesi, oğlan evinden yine başlarında kaynana kalabalık bir grup kız evine gelir. Karşılama gündüzkü gibidir. Gelin kız ile sağdıç el öperler. Gelin kızın avcuna bir parça kına konularak, bunun üzerine bahşişler verilir. Kız evinde eğlence oğlan evi gittikten sonra daha çok olur. Kızın arkadaşları etrafını sararlar ve binbir özentiyle ellerine ve ayaklarına kına yakarlar. Kızlar defçinin eşliğinde kına türküsü söyleyerek geç saatlere kadar eğlenirler. Kız tarafı kına yakanlara haşhaşlı pide, öğme, reçel, peynir, zeytin gibi yiyecekler ikram ederler.Oğlan ve kız evinin ileri gelenlerinden birer grup birbirlerini ziyaret ederek hayırlı olmasını dilerler.
Gelin Alma:Perşembe sabahı her iki tarafta da hareketlidir. Oğlan evinden kız evine bir kamyon gönderilir. Bu kamyona çeyizler yüklenir. Kızın çeyizi sandık, yatak odası takımı, halı, koltuk takımı, battaniye, yatak takımı ve mutfak takımından(tencere, tabak, çatal bıçak takımı, çay takımı, fincan takımı, su takımı, su ve ocak güğümleri, tepsi v.b.) oluşur. Çeyizle beraber kız evinden giden kadınlar çeyizleri asar ve gelin odasını hazırlar.Gelin hazırlanır, gelin almak üzere oğlan evinin akrabaları ve kaynana kız evine giderler. Gelin kızın babası, yakın akrabaları duvak örterler, görümlük para verirler.Bu tören çok hüzünlü olur. Duvak örtülünce kaynana gelini arabaya bindirir. Hareket etmeden önce dua okunur. Akrabalar oğlan evine giderler. Oğlan akrabaları va kayınpeder gelini beklemektedir. Gelin evin önüne gelince arabadan inmeden bir kurban kesilir. Gelini arabadan kayınpederi indirir. Gelin orada bulunanların elini öper. Duvağı örtülüdür. Oğlan evinin akrabaları el öpme sırasında geline görümlük hediyeler verirler, ziynet eşyası takanlarda olur.
Cuma: Cuma günü öğleden sonra kadın misafirler gelin görmeye gelirler. Kız evi üzüntülü, oğlan evi neşelidir, gülünür, eğlenilir. Böylece düğünün bir kısmı bitmiş olur.
El Öpme Daveti: Pazar günü kız evi oğlan evine bir tepsi baklava(Pazar baklavası) gönderir. Baklavayı götüren kadınlar, kadınları öğle yemeğine, erkekleri akşam yemeğine davet eder. El öpme daveti Pazartesi günü yapılır. Bu yemek çok çeşitlidir. Yemekten sonra kahve içilir, kız evinin yeniden aldığı dürüler dağıtılır.
Çeyiz İndirme Daveti: El öpme davetinden birkaç gün sonra oğlan evi kız evinin kadınlarını öğle, erkeklerini akşam yemeğine davet eder. Bu davetin amacı asılı duran çeyizlerin indirilmesiyle düğünün bittiğini gösterir.
Halk oyunları: Afyon yöresinde genellikle kırık havalar oynanmaktadır. Aşağı yukarı aynı ritmlerde seyreden oyun- larda kesinlikle ayaklar dizden arkaya bükülerek veya hoplayıp zıplayarak oynanmaz. Ayrıca göbekde hare- ket ettirilmez. Gerdan kırma, omuz silkme (oynatma) gibi hareketler kesinlikle yapılmaz.
Geleneksel giysiler:
Kadın Giysileri : Göynek, şalvar, zıbın, birlak, kuşak, peştamal, alaca, çorap, baş, pullu çiçek, takı, üç etek’dir.
Erkek Giysileri : Genellikle efe, kızan ve zeybek giysileri ön plana çıkmaktadır.